Araba mı Daha Hesaplı Bisiklet mi?

Bisikletin şehircilik açısından günümüzde taşıdığı önem henüz tam olarak ülkemize gelmemiş olsa da batı dünyası dediğimiz coğrafyada fazlasıyla tartışılıyor. Viyana Üniversitesi’nden Gregor Trunk’un master tezi olarak sunduğu çalışmanın başlığı “Özel araç ve bisiklet trafiğinin iktisadi mukayesesi”.

Adından anlaşılacağı üzere Trunk bir şehir için (bu durumda Viyana) şehir içi ve periferisinde bisikletin mi yoksa özel araç trafiğinin mi daha ekonomik olduğunu araştırmış. Elbette şehirlerarası ve otoban vs. türü kullanım sahaları hesaba katılmamış.

Kağıt üzerinde günlük hayatta bisiklete binmek için pek çok neden var. Bisiklet CO2 salınımı yapmıyor, daha zevkli (en azından binen açısından), daha sağlıklı, park sorunu yok vs.vs. Buna ek olarak bisikletin giderleri de daha avantajlı gibi duruyor: Bisiklet benzin yakmıyor, kas gücü ile çalışıyor. Bunlar bisiklet sahibinin (ya da arabayı da hesaba katarsak araç sahibinin) yüklendiği giderler. Bunlara ek olarak bir de toplum/devlet tarafından yüklenilen giderler var. Bu giderler harici giderler (external) olarak adlandırılıyorlar, örneğin arabaların egzoz gazları ve bu gazların yol açtığı sağlık sorunlarının sağlık sigorta sistemine olan yükü böyle bir gider.

Dahili Giderler

Öncelikle bisiklet işletme giderleri söz konusu olduğunda sanıldığı kadar ucuz değil. Araba ile satın alma, bakım, tamir, park, yakıt vb. Noktalar hesaba katılıp bir fatura çıkarıldığında bisiklet km başına 10.2 cent, araba 38.3 cent’e mal oluyor. Yani bisikletin de bir gideri var.

İşletme giderleri ama genel gider tabelasının sadece bir kısmını oluşturuyor. Kazalar sonucu ortaya çıkan giderler ve “yolda geçirilen/kaybedilen zamanın mali faturası” da bir gider. Yolda geçen zaman konusunda çalışmada iş esnasında yolda kaybedilen zaman 30 avro/saat, iş yolunda 11 avro/saat, alışveriş vs. yolunda ise 8 avro/saat olarak belirlenmiş. Her iki aracın da ortalama hızı denkleme dahil edildiğinde (araba için şehir içi trafiğinde ortalama 25km/s, bisiklet için 15km/s) daha hızlı olan araba haliyle km başına daha ucuza mal oluyor: 54.3 cent. Bisikletin km başına vakit kaybından yarattığı masraf 66.5 cent.

Kaza giderleri söz konusu olduğunda da araba daha hesaplı. Araba km başına 1.4 cent kaza masrafı “yaratıyor”, bu esnada bisikletin masrafı 6.3 cent. Bunun nedeni gayet basit: şehir içinde yapılan kazalarda genelde bisikletçilerin kaza sonrası sağlık giderleri çok daha yüksek olurken araba sürücü ve yolcularının hiçbir gideri olmuyor.

Bütün bu dahili giderleri bir araya toparladığımızda araba ile bisiklet üç aşağı beş yukarı aynı seviyeye geliyorlar: 83 cent/km (bisiklet) ve 94 cent/km (araba). Bu rakamlara bakıldığında dahili masraflar açısından arabadan inip bisiklete binmenin pek de bir iktisadi getirisi yok.

Harici Giderler

Yukarıdaki masraf hesabına şehir içi trafiğinin yarattığı gürültü, egzoz gazları ve zararlı maddeleri de katarsak durum fazla değişmiyor. Araştırmada 1 özel aracın km başına 170g CO2 salınımına yol açtığı kabul edilmiş, bu dizel araçlar için 6.5 litre/100km, benzinli araçlar içinde 7.3 litre/100km demek. Gider olarak da 1 ton CO2 gazının 50 avroluk bir masrafa yol açtığı esas alınmış.

Ama tek bir etken bisikleti çok daha mantıklı bir taşıma aracı yapıyor: sağlık giderleri. Düzenli olarak işe vs. bisikletle giden biri haliyle daha düşük sağlık giderlerine sahip oluyor. Trunk’un hesaplarına göre günlük hayatta bisiklete binmenin geliri km başına 90 cent. Bu değere temel alınan yol senede 1.600 km. Bu da haftada 3 saat, senede 36 hafta ortalama 15km/saat hızda pedal çevirmek demek.

Sevilla’da düzenlenen Velo 2011 fuarı kapsamında yapılan sunumlardan birinde “bisikletin sağlık giderleri” konusunda farklı yaklaşımlar da var: Dünya Sağlık Organizasyonu’nda (WHO) görevli sağlık ekonomisti Francesca Racioppi’ye göre günlük hayatta düzenli bisiklete binmenin sağlığa olan etkileri şu şekilde sayısallaştırılabiliyor:

  • Kirli hava teneffüs etmek: ömrü 1-40 gün arasında kısaltıyor
  • Kaza yapmak: ömrü 5-9 gün arası kısaltıyor
  • Vücudun çalışması, idman etkisi ömrü 3-14 ay uzatıyor

Buna ek olarak düzenli bisiklete binmenin günlük hayatta araba kullanıp sonra spor stüdyolarında terleyerek harcanan vakitten tasarruf yapmayı sağlaması da eklenebilir.

Trunk, çalışmasında denkleme dahil etmediği, ama düşünülmesi gereken bir giderin daha altını çizmiş: bir bisiklet trafikte ve şehirde bir arabanın sekizde biri kadar yer kaplıyor, bu oranda daha az yol sahasına, daha az park sahasına ihtiyaç duyuyor.

Araba kullanıcıları öte yandan bisiklet kullanıcılarının aksine taşıt vergileri ile iktisadi bir katkıda da bulunuyorlar. Ancak bu katkı km başına 5 cent gibi cüzi bir meblağda kalıyor.

Trunk'un çalışmasına buradan ulaşabilirsiniz, ancak bu çalışmayı Türkiye'deki trafik yasalarıyla, yol koşullarıyla ve yol güvenliği ekipmanları açısından kıyaslamak ne yazık ki mümkün değil.


İlginizi Çekebilecek Yazılar:

“Araba mı Daha Hesaplı Bisiklet mi?” üzerine 2 yorum

  1. Güzel bir inceleme olmuş teşekkürler.Devletimizin ilgili birimlerinde acaba bu ve benzeri araştırmalar yapılıyor mu?Yada üniversitelerimizde…

    Yanıtla

Yorum yapın