Bisikletin Tarihçesi: İlk Bisikletten Günümüze

Bisikleti bugün bildiğimiz haliyle bisiklet yapan ilk buluş pedaldır. Pedalın keşfinden önce, sürücünün iki teker üstünde oturup yere temas eden ayaklarını kaydırmak suretiyle hareket ettirdiği aracı ilk kimin keşfettiğini kesin olarak söylemek mümkün değildir.

Arkasında sabit, önünde yönlendirilebilir tekerleği olan ahşap iskelete sahip bir araç için ilk patent başvurusu 1817 yılında Alman Karl Drais tarafından yapılmıştır. Bu aracın ismi Karl Drais'e ithafen “drezin” adı verildi (yukarıdaki görsel). Drezinden sonra birçok benzer araç görülmeye başlandı. Bunların hiçbiri tam olarak bisiklet değildi, çünkü bu araçları sürücülerin yere temas eden ayakları ittiriyordu. Bisikleti bugünkü bilinen haliyle gerçek anlamda tanımlayan buluş pedaldır. 1893 yılında İskoç demirci Kirkpatrick Macmillan arka tekerleği pedal ile desteklenmiş bir araç yaptı, ancak bunlar yeterince etkili değildi.

Kirkpatrick Macmillan bisiklet
Kirkpatrick Macmillan'ın 1839 yılında geliştirdiği, ilk pedal sistemine sahip bisiklet. Bisikletin tamamı ahşaptan oluşuyordu ve toplam ağırlığı 27 kilogramdı.

Velosipetin Doğuşu

1861 yılında Parisli at arabası ustası Pierre Michaux aynakol ve pedalları ön tekerleğe bağladı. Böylece velosipet doğdu. Michaux'un buluşunun ardından velosipet yaygınlaştı ve Avrupa şehirlerinde yüzlercesi görülmeye başladı. Michaux'un eski çalışanı Pierre Lallemet Amerika için velosipetin patentini aldı.

1861 yılı velosipet bisiklet

Bu olaydan üç yıl sonra, 31 Mayıs 1869'da Paris'te ilk velosipet yarışı düzenlendi. Bir parkta düzenlenen yarışı İngiliz James Moore kazandı. 7 Kasım 1869 yılında düzenlenen, Paris ile Rouen şehirleri arasındaki 123 kilometrelik yarışı gene aynı isim kazandı. Paris – Rouen yarışı günümüzde de her yıl yapılmaktadır.

Daha Fazla Hız İçin Tasarım

Velosipet yarışları sayesinde rekabet oluştu. Rakip takımlar arasındaki rekabet takımları daha hızlı araçlar geliştirmek için motive etti. Velosipeti daha da hızlandırmak için yapılan gayretlerin en belirgin göstergesi ön tekerlek çapının büyümesidir. Ön tekerleğe bağlanan pedallar nedeniyle, pedalın tam tur dönüşü ile katedilen mesafeyi belirleyen unsur tekerleğin çevresiydi. Bu durum James Starley'in geliştirdiği “adi” ya da “çeyrek peni” olarak bilinen devasa ön ve küçük arka tekeri olan bisikletlerin yaygınlaşmasına neden oldu.

penny farthing bisiklet

Sürücünün doğrudan büyük ön teker üzerine oturması bu araçları oldukça dengesiz kılıyor, düşme ve yaralanmalara sebep oluyordu. Buna rağmen bu tip araçların yüzlercesi üst sınıf tarafından yarış ve gezi amaçlı satın alındı. Halkın genelinin bisiklete binmesi için daha zaman geçmesi gerekliydi, çünkü işçi ve çiftçi sınıfının bu işe ayırabilecek para ve zamanı yoktu.

Bugün Bilinen Haliyle Bisikletin Ortaya Çıkışı

Adi bisikletinin büyük ebatlı tekerleri büyük sorun teşkil ediyordu, bu yüzden bisikletin erişebileceği hızı sürücünün bacak boyu belirliyordu. İngiliz John Kemp Starley (James Starley'in yeğeni) 1885 yılında, ön tekerlek çapı 1.2 ila 1.5 metre arasında değişen adi bisikletlere alternatif olarak, 76 santim ön teker çapına sahip, kolay idare edilebilen yeni bir tasarım geliştirdi. Bu modele “güvenlik bisikleti” ismi verildi.

James Starley güvenlik bisikleti
19ncu yüzyılın sonlarında güvenlik bisikleti (safety bike) ile birlikte bisiklet günümüzde bilinen şeklini aldı.

1870-1914 yılları arasında Avrupa ve Amerika'da bisiklet gitgide popüler bir araç halini aldı. Onlarca yarış düzenleniyordu. Ancak, Birinci Dünya Savaşı'nın başlaması bisiklet için hızlı büyüme dönemini sonlandırdı. Olumsuz gelişmelere rağmen bisiklet, savaş alanında mesajları taşımak ve cephane nakletmek gibi işlerde kullanıldı.

Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Amerika'da otomobilin yaygınlaşması nedeniyle bisiklet satışlarında düşüş oldu. Ancak Avrupa'da ekonomik nedenlerle bisiklet kullanımı yaygınlaşmayı sürdürdü.

Gelişen Teknoloji

Birinci Dünya Savaşı'nın ardından bisiklet yarışlarının kaldığı yerden devam etmesi “daha hızlı bisiklet” üretme yarışını tekrar başlattı. Tekerlek teknolojisindeki gelişmeler neticesinde şambrel icat edilip bisiklet tekerlerine uyarlandı.

1927 yılında İtalyan bisikletçi Tullio Campagnolo'nun İtalya turunda yarışırken Dolomit Dağları'nda lastiği patladı. Karlı ortamdaki soğuk nedeniyle elleri uyuşan Campagnolo tekerleğin somunlarını açamadı. Yarışı bu yüzden terk eden Campagnolo içi boş, milli, pratik tekerlek çıkarma mekanizmasını icat etti.

Tullio Campagnolo

Campagnolo bu olaydan 6 yıl sonra vites arttırıcıyı buldu. Bu sayede tepelik arazide ilerlemek kolaylaştı.

Otomobillerle Rekabet

İkinci Dünya Savaşı öncesinde Avrupa'daki bisiklet kullanımı zirve noktaya ulaştı. Bisiklet hem ulaşım hem de keyif için kullanılan yaygın bir araç halini almıştı. ABD'de ise otomobillerin yaygınlaşmasıyla beraber ulaşım amaçlı bisiklet kullanımı azaldı.

Almanya, Belçika ve Hollanda bisikleti ulaşımın bir parçası olarak görüp bisiklet şeritleri ve yolları geliştirdi. 40'lı yılların sonu, 50 ve 60'lı yıllar Avrupa'da birçok bisiklet yarışına ve ilklere sahne oldu. Artık bugün bilinen haliyle uzun mesafe yarışları yapılıyor, yedek parçaları taşıyan araçlar yarışmacılara eşlik ediyordu.

İlkler

1970'lerde Kaliforniya'daki bisikletçiler “hurda” bisikletlerle dağ yollarını keşfetmeye başladılar. Bu sayede farkında olmadan dağ bisikleti sporuna öncülük ettiler. Bunu motokrosçuları taklit etmek isteyen gençlerin bulduğu BMX tabir edilen bisikletler ve downhill bisikletleri takip etti. Tüm bu bisikletlerin çıkış noktası Kaliforniya idi. Böylece Amerika'da bisikletlere ilgi bir anda patladı.

ilk dağ bisikleti
Bilinen ilk dağ bisikleti

80'li yıllarda Hollywood'da bisiklet konulu onlarca film yapıldı. Bu sayede Amerika'daki bisiklet çılgınlığı tüm dünyaya sıçradı.

Günümüz

Bisiklet sporu günümüzde hemen her kesim ve yaştan insanın hem hobi hem de yarışma amaçlı yaptığı küresel bir uğraş haline gelmiştir.

Bisikletin Kronolojik Tarihçesi

1800-1820

Drezin
Drezin

1817 yılında Karl Drais ahşap iskelete sahip, iki tekerlekli, ön tekerlerini çevirmek suretiyle yönlendirilebilir bir araç tasarımı için patent aldı. Bu araca “drezin” adı verildi.

1819 yılında araba yapımcısı Denis Johnsraon drezinin İngiltere patentini aldı. Bu sayede araç İngiltere ve Amerika'da görülmeye başladı.

1821-1840

Kirkpatrick Macmillan'ın icat ettiği bisikleti

1839 yılında Kirkpatrick Macmillan drezine çok benzer, ancak aracın arka tekerleğini itmek için ayaklık monte edilmiş iki tekerli bir araç geliştirdi.

1841-1860

ilk pnimatik bisiklet tekeri

1845 yılında İngiliz RW Thompson içi boş, hava dolu şambrel patentini aldı. Bu günümüzde kullanılan lastik için atılan ilk adımdı.

1861-1880

velosipet
Velosipet

1861 yılında Pierre Michaux aynakol ve pedalı ön tekerleğe uyguladı. Bu buluşa velosipet adı verildi.

1869 yılında ilk bisiklet yarışı Paris'te Saint Cloud parkında yapıldı.

1870 yılında Adi (çeyrek peni) olarak bilinen, ön tekeri 1,5 metre çapındaki bisikletler popüler oldu.

1874 yılında ilk dünya pist şampiyonluğu İngiltere'de yapıldı.

1881-1900

dunlop lastik
Dunlop'un ilk pnömatik bisiklet tekeri

1883 yılında ilk bisiklet kulübü olan “Bisikletçiler Gezi Kulübü” İngiltere'de kuruldu.

1885 yılında James Starley “emniyet bisikletini” üretmeye başladı.

1886 yılında John Boyd Dunlop pnömatik lastiği buldu.

1901-1914

birinci dünya savaşında bisiklet

1903 yılında Fransa Turu ilk kez yapıldı.

1914 yılında bisikletler savaşta kullanılmaya başladı.

1921-1930

campagnolo

1927 yılında Tullio Campagnolo tekerleği kolay çıkarma mekanizmasını buldu.

1931-1940

campagnolo ilk vites arttırıcı

1933 yılında Tullio Campagnolo vites arttırıcıyı buldu.

1938 yılında 3/32 ebadındaki (günümüzde de kullanılıyor) zincir bulundu. Bu zincir sayesinde vites arttırıcıdaki gelişmelerin önü daha da açıldı.

1951-1960

1958 yılında ilk defa kadın yarışmacılar dünya şampiyonalarına kabul edildi.

1960 yılında televizyon kameraları ilk defa yarışları canlı olarak takip etti. Reklam gelirleri sayesinde yarışmalarda kazananlara verilen para ödülleri büyük miktarda arttı.

1961-1970

1960'lı yıllarda otomobillerin yaygınlaşmasından ötürü Amerika ve İngiltere'de bisikletlerin ulaşım aracı olarak kullanılması azaldı.

1971-1980

Carlton ilk karbon fiber bisiklet
İlk karbon fiber kadrolu bisiklet (Carlton)

1970'li yıllarda dağ bisikleti, BMX, downholl, triatlon bisikletçiliği gibi sıradışı çeşitler ortaya çıktı. “Amaca uygun bisiklet üretimi” başladı. Bu gelişmeler bisiklet endüstrisinin bir anda büyümesine neden oldu.

1971 yılında İngiltere'de ilk karbon kadro üretildi.

1975 yılında Shimano ilk seri üretim hidrolik disk fren satışına başladı.

1990-1991

ilk bisiklet amortisörü

1990 yılında kilitli arazi pedalları satışa çıktı.

1990 yılında arazideki sarsıntıları absorbe eden süspansiyon maşaları piyasada satılmaya başladı.

1992-1993

Graeme Obree
Graeme Obree

1992 yılında çift süspansiyonlu bisikletler herkesin satın alabileceği şekilde bulunmaya başladı.

1993 yılında Fransız Anne-Caroline Chausson kadınlarda dağ bisikleti yarışında ilk Dünya Tepe İniş Şampiyonluğu'nu elde etti. Sonraki 10 yıl boyunca aynı zaferi sekiz kez daha kazanarak bu braşta hakimiyetini sürdürdü.

1993 yılında İskoç Graeme Obree zamana karşı yeni dünya rekorunu yeni ve radikal bir sürüş pozisyonu ile kırdı. Bu durum UCI'nın bisiklet tasarımına sınırlamalar ve standartlar getirmesine neden oldu.

1994-1995

Dünya bisiklet üretimi 107 milyon adete yükseldi. Aynı yıl otomobil üretim adeti 37 milyon civarındaydı.

1996-1997

1996 yılında kır krosu bisiklet yarışı olimpik bir disiplin oldu.

1997 yılında EuroVelo ismi verilen Avrupa bisiklet yolları ağı tanıtıldı. Avrupa kıtası boyunca 12 uzun mesafeli rotayı içeren ağ, toplamda 20.000 kilometre uzunluğundadır.

1998-1999

1999 yılında Campagnolo firması on vitesli kaset çıkardı.

1999 yılında Amerikalı Lance Armstrong Fransa Turu'nu ilk kez kazandı.

2000-2002

2000 yılında Triatlon Olimpik bir disiplin oldu.

2000 yılında ABD'de bisiklet ithalatı 20.2 milyon adetle rekor kırdı.

2001 yılında tüm dünyada bisiklet adedi 1,4 milyar, toplam otomobil sayısı ise 340 milyon olarak tahmin edildi.

 

 

 

 

 


İlginizi Çekebilecek Yazılar:

“Bisikletin Tarihçesi: İlk Bisikletten Günümüze” üzerine 5 yorum

      • Şu Di2 denilen elektronik programlanabilir senkronize vites sistemleri var. Özellikle dağ bisikletlerinde kullanılan. O olabilir son 20 yılın atılımı. Ve tabi ki senin de belirttiğin gibi e-bike.

      • tamam bunları da ekleyelim. hacım shimano dağ ve yol vites gruplarını yazmaya ne dersin? bir sürü insan “vay deore olsun yokuşları geri geri çıkayım” “slx yapayım yollarda akayım” deyip bu malzemelere tonla para gömüyor. bunları hiyerarşik olarak tanıtan bir yazı yazabilir misin. biraz çetrefilli bir konu. bisiklet olayına yeterince vakıf olmadığım için ortaya somut bir şeyler çıkaramadım.

Yorum yapın