GPS Cihazı Seçimi Nasıl Yapılır? El Tipi GPS Saat ve Akıllı Telefonlar

Konum belirlemeye yarayan uydular sivil navigasyon ihtiyaçlarını karşılamakla beraber, asıl kullanım amaçları askeridir. Adına ne dersiniz bilmem, birinci dünya ülkeleri, süper güçler veya dünyada söz sahibi ülkeler Amerika'nın GPS uydularına gebe kalmak yerine, navigasyon ihtiyaçları için kendilerini bağımsız kılacak Galileo (AB), Glonass (Rusya), Beidou (Çin), QZSS (Japonya) olarak adlandırılan uydu çözümlerini devreye aldılar.

Hal böyleyken, örneğin Garmin 64 serisinde kullanılan TESEO 3 chipseti, bu uyduların tümünden gelen verileri çözebilecek kapasitede olduğu için, artık bu cihazları “GPS” ile sınırlamak yerine, daha geniş kapsamlı “navigasyon cihazı” terimini kullanmak bana daha doğru geliyor. Ancak gene de, İnternet aramalarını göz önünde bulundurarak “GPS” terimini kullanmaya devam edeceğim.

El tipi GPS cihazları arasında ilk göz ağrım Garmin Etrex Venture modeliydi. 2011 yılına kadar Garmin 60CSx kullandım. Ondan önce Magellan Triton 400, 500, 1500 ve 2000; neredeyse tüm Triton serisi elimden geçti. Magellan GPS'ler Windows CE işletim sistemi ile çalıştığı için sürekli kilitlenen, canı istemediğinde açılmayan, özet olarak saç baş yolduracak kadar problemli cihazlardı.

Eski Triton serisinde işletim sistemi olarak Windows CE  kullanan ve bundan ders çıkarmayan Magellan, yeni eXplorist serisinde de aynı işletim sistemini kullanıp (Microsoft 2013 yılında Windows CE desteğini durdurdu) olumsuz müşteri yorumları almaya devam ediyor. Şikayetlerin büyük kısmını ansızın yaşanan kilitlenmeler, döngüye giren açılış-kapanışlar (cihazın kendini sürekli yeniden başlatması – boot loop) ve cihazın bir daha normal şekilde açılmayıp, beyaz bir ekranda takılı kalması (white screen of death) oluşturuyor.

Triton 1500 ve 2000 hem tuşlu, hem de dokunmatik ekranlı cihazlardı. Ardından kısa bir süre dokunmatik ekranlı Magellan eXplorist 610 kullandım. Bunların dışında Garmin GPSMAP Etrex 30, Garmin'in dokunmatik ekranlı Oregon 600 cihazı, Garmin GPSMAP 62s ve 64s kullanınca (daha bitmedi), bir de Suunto Ambit 2 kullandıktan sonra, GPS cihazları hakkında, meraklılarına bilgi aktarabilecek bir seviyeye ulaştığımı söyleyebilirim.

Kullandığım cihazlar (kronolojik olarak)

• Garmin Etrex Venture (tuşlu)
• Garmin 60CSx (tuşlu)
• Magellan Triton 400 (tuşlu)
• Magellan Triton 500 (tuşlu)
• Magellan Triton 1500 (dokunmatik+tuşlu)
• Magellan Triton 2000 (dokunmatik+tuşlu)
• Garmin Etrex 30 (tuşlu)
• Magellan eXplorist 610 (dokunmatik)
• Garmin GPSMAP 62s (tuşlu)
• Garmin Oregon 600 (dokunmatik)
• Suunto Ambit 2 Sapphire (saat)
• Garmin GPSMAP 64s (tuşlu)

Hayatım boyunca hiçbir markanın fanboyu olmadım. Hatta takım bile tutmam. Bu yüzden objektif bir yazı okuyacağınıza emin olabilirsiniz.

GPS cihazlarına genel bakış

GPS cihazları ne işe yarar gibi konulara girmiyorum. Akıllı cep telefonuna sahip hemen herkes, en azından Google haritalar uygulamasını kullanıp karayollarındaki navigasyon ihtiyacını görecek seviyede bilgiye sahip. Buradaki amacım herhangi bir cihazı, markayı methetmek değil. El tipi GPS'ler iyidir, saat tipi GPS'ler kötüdür demek yerine; ihtiyacınızın ne olduğuna karar vermenize yardımcı olup, doğru cihaz seçimi yapmanızı istiyorum.

GPS Cihazları

İlk önce doğada hangi tip navigasyon cihazları kullanılıyor, kısaca göz atalım.

• El tipi GPS cihazları
  • Tuşlu cihazlar
  • Dokunmatik cihazlar
• Saat tipi GPS cihazları
• Akıllı telefon uygulamaları

GPS Cihazlarında kullanılan temel bileşenler

Tam teşekküllü bir navigasyon cihazının 3 temel bileşenden oluştuğunu söyleyebiliriz.

• Uydulardan gelen yayınları okumaya/çözmeye yarayan çip en temel (olmazsa olmaz) bileşendir. (SIRF, FURUNO, ST, BROADCOM gibi markaların çipleri)

buna ek olarak, bazı cihazlarda navigasyon deneyimini geliştirmek için aşağıdaki sensörler de eklenmiştir.

• Elektronik pusula çipi (Honeywell)
• Barometrik basınç sensörü (Honeywell, Bosch, NXP, vs.)

Yukarıdaki elektronik pusula çipi ve barometrik basınç sensörü, farkında olmasak da günlük hayatımızda kullandığımız donanımlardır. Örneğin barometrik basınç sensörü, elektronik enjeksiyonlu tüm modern otomobil motorlarında yer almaktadır. Bu sensör sayesinde bulunduğunuz irtifa hesaplanarak, doğru miktarda benzin-hava karışımının yanma odasına aktarılması sağlanır. Elektronik pusula çipi ise neredeyse tüm güncel akıllı telefonlarda yer bulur.

Elektronik pusula çipi, içine entegre akselerometre ve jiroskop sayesinde ESP, Airbag gibi donanımların düzgün çalışması için hayati bilgiler sağlar.

Donanım hakkında daha detaylı bilgi verip yazıyı çorbaya çevirmek istemiyorum. Ayrıca elektronik hakkındaki bilgilerim genel kültür düzeyinde olduğu için, bu konuda yanlış bilgi vermekten de çekiniyorum.

El tipi GPS cihazları

El tipi GPS'ler yalnızca doğadaki navigasyon ihtiyaçlarına yönelik geliştirilmiş cihazlardır. Bu cihazların kasaları, donanımları, yazılımları, ekranları, antenleri ve enerji ihtiyaçları doğada kullanılmak üzere, gereksiz özelliklerden arındırılarak tasarlanmıştır.

Her fırsatını bulduğunuzda doğaya gidiyor, uzun mesafeler yürüyüp, daha önce bulunmadığınız yerlerde sportif amaçlı geziyorsanız; doğadaki navigasyon ihtiyaçları için üretilmiş el tipi GPS'ler kullanımı en kolay, güvenilir ve stabil cihazlardır.

Avantajları

• Kasaları darbeye, düşmeye, hava koşullarına, toza ve sıvıya karşı dayanıklıdır.
• Ekranları parlak güneş ışığı altında bile rahatlıkla okunabilmektedir.
• Antenleri sık ağaçlık alanlarda, dar vadilerde, sisli ve yağışlı havalarda bile GPS, Galileo, Glonass, Beidou, QZSS uydularından (*chipsete göre) yeterli sinyal alacak şekilde tasarlanmıştır.
• Enerji tüketiminde saat ve telefona kıyasla daha cimrilerdir.
• Herhangi bir bakkal veya marketten temin edilebilen pillerle çalışmaları, şarj bağımlılığından kurtulmak bakımından avantajlıdır.
• Gereksiz yazılım ve donanımdan arındırıldıkları için, kilitlenme, çalışmayı durdurma, sıfırlanma ve diğer yazılımlardan etkilenme gibi problemler daha az yaşanır.

Dezavantajları

• Ayrı bir cihaz taşımanızı gerektirirler.
• Pahalı olduklarını söyleyebiliriz.

Tuşlu cihazlar

Tuşlu cihazları yağışlı havalarda kullanmak, kuru havalarda kullanmaktan farksızdır. Ayrıca eldivenle de bu cihazlara hükmetmek mümkündür. Tuşlu, dokunma özelliği olmayan ünitelerin ekranlarının önünde plastik bir koruyucu olur. Plastikten mamul şeffaf koruyucu dış katman, cihazı yere düşürdüğünüzde en fazla çizilir, çatlar. Altta yer alan ekran ünitesi ile plastik dış katman arasında mesafe bulunduğu için (0,5-1 cm), büyük ihtimalle ekrana bir zarar gelmeyecektir.

Soldaki ve ortadaki dokunmatik Magellan ve Garmin'in ekranlar pert olmuş. Sağdaki tuşlu 64s ise düşmelere karşı daha toleranslı. Yalnızca dış plastik cam çizilmiş. Basit bir ekran koruyucu katman kullanarak çiziklerin önüne geçmek mümkün. Ancak dokunmatikler yere düştüğünde, ekran eğer bir objeye denk gelirse sonuç genelde üzücü oluyor.

Dokunmatik cihazlar

Dokunmatik ünitelerin narin cihazlar olduğunu düşünüyorum. Çok soğuk havalarda dokunmatik duyarlılığını kaybediyor. Ekran ıslandığında bazen kendi kendine ekranlar arası geçiş yapıyor, bastığınız yeri algılamıyor, bir bakmışsınız cihaz rota kaydını durdurmuş ve hatta kafasına göre kapanmış. Bu olayı canlandırmak için, cep telefonu ekranınıza birkaç damla su damlatıp kullanmayı deneyin.

Dokunmatiklerin bir diğer handikapı kalın eldivenle kullanmanın imkansız olması. Bir de büyük ekranın pil tüketimi işin içine girince, dokunmatik cihaz kullanmanın akıllı cep telefonu kullanmaktan çok da bir farkı kalmıyor.

Cihazı ekran yere bakacak şekilde yere düşürdüğünüzde alın çöpe atın. Zira ekran fiyatları cihazın kendisi kadar pahalı.

Bu durum marka bağımsız bir olay. Yazının başında Magellan cihazları kötüledim, ama Garmin'in dokunmatik cihazlarının da Magellan'lardan aşağı kalır yanı yok. Eğer sportif maksatlı bir gps cihazı alacaksanız, dokunmatik ekranlı ünitelerin yalnızca bisiklette ve şehir içinde işe yaradığını, arazi ve dağ koşullarında tuşlu cihazların daha güvenilir olduğunu hatırlatmak isterim.

Saat tipi GPS cihazları

Aslına bakarsanız saat formundaki gps üniteleri çok da yeni bir teknoloji sayılmazlar. Aşağıdaki Casio Pathfinder 1840 (PRT-1) 90'lı yılların ikinci yarısında satışa sunulmuş, sadece koordinatlarınızı bulmaya, hedef koordinat girmeye ve hedef noktaya ne kadar mesafe kaldığını göstermeye yarayan bir cihaz. Yani saat tipi GPS cihazları yaklaşık 20 yıldır hayatımızdalar.

Günümüzde satılan Garmin ve Suunto GPS saatler konum bilgisi vermenin yanı sıra, navigasyon, nabız takibi, irtifa bilgisi, çeşitli harici sensörlerden bilgi toplama ve telefonlardan gelen uyarıları iletme gibi gelişmiş fonksiyonlara sahipler.

Ancak Suunto Ambit 2 Sapphire kullanmış biri olarak, GPS saatlerin zaman veya tur sayısı geliştirmeye yönelik,

• Koşu
• Triatlon
• Bisiklet
• Yüzme

gibi sporlar için ideal olduğunu düşünüyorum. Bu sporlardan herhangi birini yapmıyor, ancak saatlerin cazibesine kapılıp dağcılık ve yürüyüş faaliyetlerindeki navigasyon ihtiyaçlarınız için GPS saat satın alıyorsanız, büyük ihtimalle hayal kırıklığına uğrayabileceğinizi söyleyebilirim.

Bir kere Suunto saatlerde, Ambit 3'ler de dahil olmak üzere harita olayı yok. GPX formatında rota atabiliyorsunuz, ancak harita olmadığı için tek yapabildiğiniz rotayı takip etmek.

Oysa ki harita navigasyon cihazı için bence olmazsa olmaz bir özellik.

• Çeşitli nedenlerden ötürü rotadan çıkmanız, en yakın yerleşim birimine yönelmeniz gerekebilir.
• Rotayı kestirmeden yürümek isteyebilirsiniz. Bu durumda cihazda yüklü topoğrafik harita, size takip etmeniz gereken yol hakkında fikir verebilir. Haritasız bu işe girişirseniz, tanımadığınız yollarda derin vadilere inebilir, faaliyeti işin içinden çıkamayacağınız bir duruma getirebilirsiniz.
• Harita kullanarak rota üzerindeki yerleşim birimi, karayolu gibi noktaları bypass edebilirsiniz.

Garmin'in yeni Fenix serisinde durum biraz daha farklı. Bu cihazlara harita yüklenebiliyor. Yukarıda saydığım durumlar, en azından Fenix 3 ve 5 serilerinde geçerli değil.

Fenix 5'i arkadaşımdan emanet alıp 10 gün kadar kullandım. Karşılaştığım olumsuzluklar şunlardı,

• Ekran çok ufak. Haritadan biraz uzaklaştığınızda detaylar (özellikle yükseltiler) karman çorman oluyor.
• Aktif olarak kullandığınızda, özellikle sık aralıklı kayıt yaptığınızda veya durmadan saate bakıp rotayı kontrol etmek istediğinizde 5-6 saat sonra pil tükeniyor.
• Hiç bilmediğiniz, patikaların belli belirsiz olduğu rotalarda yürürken minicik ekranı kontrol etmek, haritayı yorumlamak, durup devamlı saatle uğraşmak insanı çileden çıkarabiliyor.
• Yorgun argın şekilde menüler arasında geçiş yaparken yanlış tuşa basmak suretiyle, bir bakmışsınız rotayı kaydetmeden ana ekrana düşmüşsünüz. Rota paylaşmayı sevenler için sıkıntı doğurabilecek bir durum.
• Günler süren bir rota yürüyorsunuz. Sabah rota kaydını açtınız. Akşam çadırı kurup içine girdiniz. El tipi gpslerde tek yapmanız gereken cihazı kapatmak. Herhangi bir kayıt işlemi yapmak zorunda değilsiniz. Ertesi gün cihazı açıp yürümeye devam edin, cihaz kaldığı yerden iz kaydı yapmaya devam edecektir. Ancak Suunto ve Garmin saatlerde ya rotayı parça parça kaydedeceksiniz, ya da saati 24 saat açık bırakacaksınız. Rotayı saatlerde tek parça kaydetmek neredeyse imkansız. Ola ki saatinizi 24 saat açık bıraktınız, bu sefer bir kaç gün sonra rota verisi şişeceği için, bu sefer sınırlı işlem kapasitesine sahip saat aşırı derecede yavaşlıyor.

Suunto saatlerin navigasyon özellikleri yetersiz. Garmin saatler bu konuda daha gelişmiş ancak el tipi cihazlardan aldığınız verimi alamıyorsunuz. Yukarıda da ifade ettiğim gibi, zaman veya tur sayısı geliştirmeye yönelik bir spor yapmıyorsanız, saat tipi gpslerden faydalanamayacağınızı düşünüyorum.

Akıllı telefon uygulamaları

2007 yılında Asus P526 satın alıp, SIRF Star 3 GPS çipi olan bu akıllı telefona Endomondo isimli yazılımı yükleyip, kondisyon amaçlı yaptığım yürüyüş ve koşuları kaydedip arşivlemek için kullandım.

2009 yılında Samsung'un ilk android telefonu olan GT-I7500 modeline terfi ettim. İçinde Broadcom üretimi GPS çipi olan bu telefona yürüdüğüm rotayı gpx olarak kayıt etmeye yarayan bir yazılım yükleyerek ilk Wikiloc rotamı paylaştım. O zamanlar yalnızca rota kaydı bile bataryayı 3 saat içinde sıfırlamaya yetiyordu. Bu yüzden akıllı telefonu navigasyon cihazı olarak kullanma maceram çok uzun sürmedi.

Geçtiğimiz yıllarda, sırf meraktan Backcountry Navigator, MapQuest ve Wikiloc gibi yazılımları yükleyerek “nasıl gelişmeler olduğunu görmek için” çalıştırdım.

Şunu rahatlıkla ifade edebilirim. Akıllı telefonlara yüklenen doğada navigasyon yazılımlarının Garmin, Magellan gibi cihazlarda yüklü yazılımlardan eksiği yok, fazlası var.

Avantajları

• Hemen hepimizin akıllı telefonları var. Bu nedenle yeni bir navigasyon cihazına para harcamaktansa $ 10-30 ücret karşılığında telefonu doğada navigasyon cihazına çevirmek çok kolay.
• GSM şebekesine bağımlı olmaktan kurtaran bir çok ücretsiz çevrimdışı (offline) harita mevcut. Çoğu uygulama birden çok formatta harita desteğine sahip. Raster haritalardan, uydu görüntülerine kadar pek çok harita seçeceği mevcut.
• Birden fazla navigasyon uygulaması kullanabilirsiniz. Telefon GSM şebekesine bağlandığında yeni rota, harita, hatta uygulama indirip değişen ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz.

Dezavantajları

• Akıllı telefonun öncelikle iletişim maksatlı tasarlanmasından kaynaklanan, hem yazılımsal hem de donanımsal enerji gereksinimleri var. Telefonu uçak moduna alsanız dahi, iletişimle alakalı hem yazılım hem de donanım modülleri enerji harcamaya devam ediyor.
• Güneşli havalarda ekranları rahat okuyabilmek için ışık şiddetini arttırmanız gerekiyor. Bu da pil tüketimini en çok etkileyen hususların başında geliyor. Ayrıca çoğu gps cihazında ışığı tamamen kapatıp ekranı sürekli açık bırakarak faydalanmak mümkün. Telefonlarda böyle bir özellik bulunmuyor.
• Navigasyon uygulamanızın stabil çalışmasını etkileyen, navigasyon esnasında kilitlenmelere, donmalara, yeniden başlatmaya sebep olabilecek pek çok yazılım arka planda çalışıp navigasyon uygulamanızı etkiliyor. Örneğin Facebook uygulamasını güncelliyorsunuz, bir bakmışsınız bu yeni güncelleme mevcut navigasyon uygulamanızda kararsızlıklara neden olmuş. Ne demek istediğimi sistem destek ve yazılım alanında çalışan arkadaşlar daha iyi anlayacaktır.
• Yukarıda dokunmatik cihazlar altında ifade ettiğim olumsuzlukların tümü telefonlar için de geçerli.
• Birkaç spesifik model dışında, hemen hiçbir akıllı telefonda barometrik basınç sensörü yer almıyor.
• Ancak pahalı telefon modellerinde sıvı ve toza dayanıklı kasa mevcut.

Akıllı telefonlar gps ünitelerine alternatif olabilir mi?

Elbette olabilir. Ancak bazı sınırlamalar mevcut. Hafta sonları grup halinde yürüyüş yapıyor, yürüyüşü hobi maksatlı kayda alıp paylaşmak istiyorsanız, bu işi çok güzel yapıyorlar. Ancak bazen nedensiz biçimde kilitlenip, kendini tekrar başlatarak hevesinizi kursağınızda da bırakabiliyorlar.

Yüksek kapasiteli taşınabilir şarj cihazı bulundurarak, Likya yolu benzeri yürüyüşlerde de akıllı telefonlardan faydalanabilirsiniz. Ancak sürekli telefona bakıp durur; navigasyon maksatlı kurcalamanın yanı sıra, iletişim amaçlı da kullanmaya başlarsanız, 10000 mAh kapasiteli bir ünite bile ancak 2 günü çıkarmanıza yetecektir.

Sonuç

Bu bölümü kısa kesip, beyninizi daha fazla yakmak istemiyorum.

Kendim için konuşuyorum. Saat ve akıllı telefonlarda hep bir sınırlama, sıkıntı, olumsuzluk bulunuyor. El tipi GPS'lerin en büyük avantajları doğada navigasyon ihtiyacı için tasarlanmaları; böylece gereksiz özelliklerden arındırılıp stabil çalışmaları, bakkaldan marketten temin edebileceğiniz pillerle bile 12-18 saat çalışıp, dağ başında sizi yarı yolda bırakmamaları olarak özetlenebilir.

• Bisiklet, koşu, yüzme yapıyorsanız, aktiviteyi takip etmek, arşivlemek ve elde ettiğiniz verilerle kendinizi geliştirmek istiyorsanız, en iyi çözüm saat tipi cihazlar.
• Sırt çantalı uzun mesafe yürüyüp, dağcılık ve tırmanış yapıp, kervan geçmez yerlerde bulunacaksanız, en iyi çözüm el tipi cihazlar.
• Kırk yılın başı yürüyüş gruplarıyla günübirlik faaliyetlere katılıyorsanız, akıllı telefon uygulamaları yeterli gelecektir.

Özet olarak, yapacağınız faaliyetlerin bir listesini çıkarın. Koşu, yüzme ve triatlon gibi aktivitelerde el tipi gpsleri ve akıllı telefonları kafadan eleyin. Ciddi manada yürüyüş, dağcılık, sportif kampçılık gibi faaliyetler yapıyorsanız, daha da kafa yormayı bırakıp el tipi gpslere yönelin. Akıllı telefonların ise günü kurtarmaya yönelik çözümler olduğunu unutmayın.

Tavsiyeler ve Uyarılar

Yukarıda tüm okuduklarınızı bir solukta yazdım. Yazıyı önümüzdeki süreç içinde daha bir toparlayıp geliştiririm. Sizler de lütfen aşağıdaki yorum bölümünde fikirlerinizi paylaşın.

Genel tavsiyeler ve uyarılar

• Garmin Etrex 20 ve 30 cihazlar oldukça stabil çalışan, ufak boyutları sayesinde varlığını hissetmeyeceğiniz ünitelerdir.
• Garmin GPSMAP 62s yerine, çok az bir fiyat farkı ödeyerek; daha hızlı işlem gücüne sahip, yeni nesil gps çipi kullanılan (aynı anda şimdilik GPS ve GLONASS bağlantı), bluetooth ve ANT+ fonksiyonları daha gelişmiş 64s satın almanızı öneririm. 62s cihazlar artık üretilmiyor.
• İkinci el cihaz satın alacaksanız, tuşlu modellerde kullanılan plastik/kauçuk düğme ve kaplamaların 5-7 yıl ömürlerinin olduğunu unutmayın. 2013 yılında satın aldığım Etrex 30 cihazın “back” tuşu ve “on/off” tuşları zamana yenik düşerek kullanılmaz hale geldi. Kullanılan yumuşak malzeme un ufak olup dağılıyor. Baytekin plastik ön kapak için 250 TL+%18 KDV talep etti.
• El tipi GPS'lerde her zaman AA veya AAA pil takılabilen modelleri tercih edin. Entegre bataryaya sahip modeller yerine, bakkaldan marketten temin edebileceğiniz pillerle çalışan cihazlar size esneklik kazandıracaktır.
• GPS saat alacaksanız, eğer harita özelliği sizin için gerekli değilse, Garmin Fenix'lere kıyasla çok daha ucuz olan Suunto Ambit 3 modellerini değerlendirmenizi öneririm.
• “Magellan cihazlara garezin mi var” diye düşünebilirsiniz. Lütfen Amazon yorumlarını okuyun.
• Türkiye'den GPS cihazı almak artık çok pahalıya mal oluyor. En son Garmin 64s cihazı Amazon'dan aldım. Neredeyse yarı yarıya ucuza mal oldu. Linkleri birazdan paylaşacağım.

Garmin cihazlar için ücretsiz Türkiye topoğrafya haritası

Geçtiğimiz haftalarda haritayı sitede paylaştım.

Magellan cihazlar için ücretsiz Türkiye topoğrafya haritası

Yıllar önce Magellanlar için de harita paylaşmıştım.

En ucuz ve güvenilir adresler

Bugüne kadar ağırlıklı olarak Trekkinn'den alışveriş yapıyordum. Ancak Garmin 64s için ilk defa Amazon'u kullandım. Trekkinn'den alışveriş yaptığımda POSTNL ile gönderim yapıyorlar. Bu da nihai taşıma sürecinin PTT ile tamamlanması anlamına geliyor. Yurtdışından 3 günde ülkeye giren paket, 7-20 gün arasında gümrükte sıra bekleyebiliyor. Tabi bu esnada deliriyorsunuz.

Amazon'un şöyle bir olayı var. Belli bir miktarın üzerindeki siparişlerde kargo ücretsiz. Ayrıca gümrük vergisini toplam alışveriş tutarına önceden ekleyip tahsil ettikleri için, gümrük işlemleri Türkiye'de anlaşmalı oldukları firmalar tarafından sizin adınıza yapılıyor. Yani gümrükte takılma olayı yaşanmıyor. 64s siparişini Cuma günü öğleden sonra vermeme, araya hafta sonu girmesine rağmen, Salı günü MNG kargo ile ürün tarafıma teslim edildi.

Bir de işin şu boyutu var. Türkiye'de ne alırsak alalım, iki kat fiyat ödediğimiz gibi, arıza durumunda otomatiğe alınmış gibi “kullanıcı hatası” deyip işin içinden çıkıyorlar. E biz keriz miyiz. Madem garanti sökmüyor. O zaman yarı fiyatına alır, bozulursa gider bir tane daha alırız anasını satayım.

Amazon.com fiyatları Amazon.de fiyatlarına kıyasla %10-15 daha ucuz. Aynı sürede teslim ediyorlar. Bu nedenle Amazon.com linkleri paylaştım.