Cep telefonu iletişim protokolleri
Yazıya başlamadan önce ilk olarak Türkiye'de desteklenen cep telefonu iletişim protokollerinden kısaca bahsedelim. “Aradaki farkı biliyoruz zaten” deyip bu bölümü atlamayın. Bu bölümü okuduktan sonra, sinyal gücü ile alakalı faydalı ve ülkemize uyarlanmış bilgiler öğreneceksiniz.
Ülkemizde hizmet veren GSM operatörlerinin kullandığı frekanslarla alakalı tam bir bilgi kirliliği mevcut. Hemen herkes (buna basın kuruluşları da dahil) arama sonuçlarında en üstte çıkan web sitelerinden bilgileri kopyalayıp araştırmadan yayınlamış. Mevcut bilgilerin çoğu 2000-2005 yıllarına ait. Arama sonuçlarında karşınıza çıkan bilgilere itibar etmeyin. En güncel frekans listesi burada.
2G/3G/4G
2G, dünyada yürürlüğe giren ilk dijital standarttır. Bundan önceki 0G/1G standartları analog yayınlardı (çağrı cihazları, araç telefonları ve bond çanta gibi taşınan telefonları hatırlayın). Günümüzde Turkcell ve Vodafone 900 MHz'den 2G yayını yaparken, Türk Telekom 1800 MHz'den 2G yayını yapmaktadır.
“Bize ne hangi MHz'den ne yayın yapıldığından” demeyin. Yayın yapılan frekans ne kadar düşük olursa, bant genişliği düşük olmasına karşın, ses görüşmesi yapmak için kapsama alanı artıyor. Dağ başında 2G çekmesinin nedeni Turkcell ve Vodafone'un 900 MHz bandında 2G yayını yapmaları. Frekans yükseldikçe (örneğin 1800,2100,2600 MHz) kapsama alanı azalıyor. Türk Telekom'un doğadaki düşük kapsama alanı bu şekilde açıklanabilir.
Frekans ne kadar düşük olursa bant genişliği düşüyor, ancak kapsama alanı artıyor. Şimdi “Vodafone 900 MHz'den 4G yayını yapıyor fakat neden sağlıklı çekmiyor” diye sorabilirsiniz. 4G gibi yüksek kapasiteli iletişim standartları düşük frekanstan yayın yapabiliyor olsalar dahi, 4G ihtiyaç duyduğu bant genişliği için 5 MHz network bant genişliği frekansına (frekans dediğime bakmayın, bu da MHz ancak bant genişliğini ifade ediyor) ihtiyaç duyuyor. 2G'de bu değer 1.4 MHz.
Bir de şöyle bir konu var. Düşük frekanslı yayınlar (örneğin 900 MHz) geniş kapsama alanı sunuyor olsalar dahi, eş zamanlı bağlantı konusunda yetersiz kalıyorlar. Yani şehir merkezi gibi kalabalık yerlerde on binlerce telefonun aynı anda ses ve data iletişimi sağlayabilmeleri için yüksek frekanslara ihtiyaç duyuluyor.
Konuyu araştırınca şehir merkezlerinde Vodafone ile alakalı kapsama alanı sıkıntılarının aslında kapsama alanından değil; 4G için düşük frekans tercih etmesinden (900 MHz) kaynaklandığı sonucuna vardım. Düşük frekans = aynı anda daha düşük eş zamanlı bağlantı kapasitesi.
Çekim gücünü arttırmanın yolları
Bu kadar teknik ayrıntı yeter. Uzun lafın kısası, cep telefonlarına fiziksel müdahalede bulunmadan, yani harici anten bağlantısı yapmadan çekim gücünü arttırmanın bir yolu yok. Ancak bu konuda kendim de uyguladığım çeşitli ipuçları paylaşabilirim.
Cep telefonu kılıfınızı çıkarın
Etkisi çok düşük de olsa cep telefonu kılıfını çıkarıp görüşme gerçekleştirmek veya sinyal aramak işinizi daha kolaylaştıracaktır. Özellikle kalın, darbeye dayanıklı kılıflar gsm sinyallerini belirli ölçüde bloke edebilir.
Metal kasalı koruyucuların GSM sinyallerini iki-on kat bloke edebildiklerini unutmayın.
Cep telefonunuza herhangi bir “GSM Signal Meter” uygulaması yükleyin
GSM sinyal gücünü anlık olarak gösteren, ücretsiz bir çok alternatifi bulunan bu uygulamalar sayesinde bulunduğunuz bölgede en yüksek sinyal kuvveti aldığınız alanda bağlantı kurmayı deneyebilirsiniz.
Tek yapmanız gereken bu tip bir uygulama kurup, bulunduğunuz alanda yüksek noktalarda gezinmek. Sinyalin kuvvetlendiğini gördüğünüz anda orada durup bağlantı kurmayı bekleyin.
Telefon ayarlarından 2G seçin
Yukarıda ayrıntılı biçimde anlatmaya çalıştım. 900 MHz bandındaki 2G sinyalleri, daha yüksek frekanstaki 3G/4G sinyallerinden daha geniş alana yayılır. Bu yüzden dağ başında, yerleşim yerlerine çok uzak noktalarda 3G/4G sinyali aramak pratik olmayacaktır.
Bunun için telefonunuzun ayarlarından 2G bağlantıyı seçmeniz, görüşme yapma olasılığını daha da arttıracaktır. (Türk Telekom hariç, çünkü Türk Telekom 2G yayınını 1800 MHz'den yapıyor)
Ayrıca büyük bulutların da bazen çok uzaktaki bir baz istasyonunun yaydığı sinyali yansıtabileceğini, bu tip anomalilerin nadiren yaşandığını aklınızın bir köşesine not edin.
Yüksek ve çıplak konum tercih edin
Orman içindeyseniz ağaçların ve bitkilerin GSM sinyallerini önemli ölçüde azaltabileceğini unutmayın. Sadece yükselmeniz tek başına yeterli olmayabilir. Ufuk çizgisini görebildiğiniz, nispeten ağaçsız yerlerde sinyal yakalama olasılığınız artacaktır.
Dağlarda ise vadi ve çukurlardan ziyade, ufuk çizgisini rahatlıkla görebildiğiniz yüksek noktalarda şansınızı denemenizi öneririm.
Arkadaşlar,, öncelikle ben dağ başına çok gittim.. Operatör biraz etkili,,
ANCAK En önemli faktör,, kullandığın telefon markası.
Sar değeri düşük telefonlar sağlıklı ancak çekim gücü çok zayıf. Neredeyse dağda hiç çekmiyor.
Sar değeri yüksek telefonu nasıl anlarsınız, yorgunken veya karnınız aç iken, kulağınıza dayayarak uzun konuştuğunuz zaman, baş ağrısı, baş dönmesi hissi ve mide bulantısı hissi yapar.
Yani telefonun iyi çekmesi,, telefonun markasıyla alakalıdır.
Bu konuda söylenen yazılan telefon markalarına inanmayın, çevrenizdekilerle, arkadaşlarınızla deneyerek, bunu görerek karar verin alın.
Ben huwei mate 9 kullanıyorum. Türk Telekom hattım. Köyüm dağlık alanda en iyi çeken telefon benimki şuan.
Bunlar benim tecrübelerim,, kimseyi yönlendirmek değil amacım.
Bizdeki 3 tane iletişim şebekesinin frekanslarina uyumlu Sinyal vericisi alip kullanmak daha mantikli cekim gucu azaldikça telefon bağlanmak için pile yüklenir ve çabuk biter
kardeşim tam olarak ne önerdiğini anlayamadım, detaylandırırsan sevinirim.
arkadaşlar aklınızda bulunsun, metal objeler de (örneğin elektrik direği) sinyalleri belli ölçüde yansıtıyor. dağ başında nadiren rastlayacağınız bu tarz direklerin çevresinde bağlantı yakalamanız olası. tabi bu bir varsayım. belki bana böyleleri denk gelmiş olabilir.
2g yayınlarının daha geniş kapsama alanına sahip olduğunu bilmiyordum. sırf bu bilgi bile doğada hayat kurtarır. çok teşekkürler.