Bundan 8 yıl önce, tam olarak 2012 yılının Ocak ayında, hobi olarak ilgilendiğim dağcılık ve uzun mesafe yürüyüşleri alanlarında kendimi geliştirmek için hep yabancı kaynaklardan istifade ettiğimi, hiçbir Türkçe kaynak olmadığını fark ettim. “Bari ben bir şeyler yapayım” diyerek outdoorhaber.com alan adını satın aldım ve bu işe soyundum. Site için içerik üretmeye başladığımda, “doğa = mangal algısı” bende de hakimdi.
Yurt dışındaki trendleri araştırdıkça, Likya ve St Paul yolu gibi parkurlarda yabancı gezginlerin alışkanlıklarını daha yakından gözlemledikçe, biz Türklerin doğayı yanlış anladığımızı, doğada vakit geçirmeyi piknik yapmakla özdeşleştirdiğimizin farkına vardım.
Aradan geçen 8 yıl boyunca (elbette bu site ile ilgilenmenin çok katkısı oldu) işin sportif ve teknik tarafına doğru yöneldim. Sırtımda taşıdığım yükü 25 kilodan su ve gıda dahil 6 kiloya düşürdüm. Bu sayede aynı mesafeyi daha az yorulup daha az enerji harcayarak, böylece doğaya daha çok odaklanıp keyif alarak gerçekleştirmeye başladım. Öyle ya, yılın 300 günü zaten her türlü gıdaya ulaşıp istediğimiz gibi tüketiyoruz. Aynı alışkanlıkları dağın başında sürdürmeye, sportif bir etkinliği yemek şölenine çevirip hamal gibi yük taşımaya ne gerek var öyle değil mi?
Bugünkü yazının konusu sırtımızda taşıdığımız yüklerin bir parçası olan kamp gıdalarıyla ilgili. Maalesef ülkemizde kamp yemeği odaklı üretim yapan bir firma yok. Tada (Unifo), Yayla Bakliyat (Yayla Agro Gıda Sanayi), Tat (Koç), Dardanel ve birkaç üretici hazır pişmiş gıdaları konserve şeklinde paketleyip satıyor. Tada ve Yayla klasik teneke konserveyi plastik poşete koyup allayıp pullamış, kamp gıdası olarak lanse ediyorlar. Bildiğimiz konserve bu yahu.
“Adamlar ne güzel yapmış. Derdin nedir?” diye soracak olursanız, biraz sabırlı olun. Konserve gıdalar konusunda ülke olarak 50 yıl gerideyiz.
Freeze-Drying (dondurularak kurutma) yöntemi nedir?
Dondurularak kurutma yöntemi hem ham, hem de pişmiş gıdalara uygulanabilen bir kurutma yöntemidir. Ürünler dondurularak, besleyici özelliklerini kaybetmeden, içlerindeki suyun uzaklaştırılması (dehidrasyon) sağlanır. Bu sayede gıdaları koruyucu kullanmadan, ultra hafif şekilde, oda sıcaklığında muhafaza etmek mümkün olur.
Dondurularak kurutma yöntemi 1906 yılında keşfedilen, ikinci dünya savaşında kan serumlarında kullanılan, aslında oldukça eski bir teknolojidir. Gıdalarda ilk olarak 50'li yıllarda denenmiş ve ilk kez Nasa tarafından Gemini projesinde kullanılmıştır. %99 oranında kurutulmuş gıdalar paketlenerek, astronotlar tarafından uzayda sıcak veya soğuk su katmak suretiyle tüketilmiştir.
Aslına bakarsanız freeze-dried (dondurularak kurutulan) gıdalar farkında olmasak bile onlarca yıldır hayatımızdalar. Nescafe, Jacobs gibi markaların granül kahveleri dondurularak kurutulan gıdalara iyi birer örnektir.
Freeze-dried gıdaların kampçılıkta kullanımı
Amerikan ordusu 1960'lı yıllarda Vietnam'daki özel kuvvetleri (SF) için daha hafif bir gıda çözümü arayışına girdi. 1.4 kilogram ağırlığındaki K-Ration, 2.5 kilogram ağırlığındaki C-Ration gerilla taktikleri ile savaşan özel kuvvetler için oldukça ağır sayılıyor, hareket kabiliyetlerini sınırlıyordu.
Hafif gıda satın almak için açılan ihaleyi “Oregon Freeze Dry” kazandı. Oregon Freeze Dry firması sportif kampçılıkla ilgilenen kitlenin de potansiyel müşteri olduğunu fark edip, 1969 yılında alt firması olan Mountain House'u kurarak bu alanda üretim yapmaya başladı.
Anlayacağınız, freeze-dried gıdalar Amerika ve Avrupa'da yaklaşık 50 yıldır kampçılığın demirbaşı olmuş durumdalar. Sırf Amerika'da bu alanda üretim yapan onlarca firma mevcut. Şimdi rotayı ülkemize çevirelim.
Türkiye'deki freeze-dried gıdalar
Türkiye'de Amerika ve Avrupa'da olduğu gibi, pişirildikten sonra dondurularak kurutulmuş herhangi bir gıda üretimi yok. Birkaç firma çiğ/ham meyve ve sebzeleri freeze-drying yöntemiyle paketleyip ihracat yapıyor o kadar.
“Türkiye'de bu tip paketlenmiş, pişirildikten sonra dondurularak kurutulmuş gıdaların satış potansiyeli var mı?” diye soracak olursanız, en azından kampçılık alanında henüz olmadığını düşünüyorum. Sportif kampçılıkla ilgilenen insan sayısı o kadar az ki. Tada ve Yayla, konserve yemek satışı konusunda belli rakamları yakaladıktan sonra bu konuyu değerlendirirler diye umuyorum.
Aslına bakarsanız, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tip bir çözümün en büyük potansiyel alıcısı. Doğuda görüyorum. Askerin çantasına doldurmuşlar bir haftalık rasyonu. Asker her biri yaklaşık 2 kiloluk bu paketlerden 7 tane (7 günlük) taşısa, sırf gıda eder 14 kilo. 30 kilo yükle dağ bayır yürüyen adam yorgunluktan nasıl çevreyi gözetleyip güvenliğini sağlayacak diye düşünen yok sanırım. Hayatı boyunca arazide yürümemiş, sırtında yük taşımamış adamı satın almacı yaparsan, ortaya böyle bir tablo çıkması kaçınılmaz olur.
Türkiye'deki yerli çözümleri yabancı çözümler ile karşılaştıralım
Markete girip kampta tüketebileceğim ne kadar hazır gıda varsa arayıp buldum. Aslına bakarsanız bu yazıyı yazmayı, video çekmeyi 1 yıldır düşünüyorum. Bu yüzden markete her girişimde “acaba yeni ne gelmiş” diye 1 yıl boyunca bakındım durdum.
Tablo benim açımdan maalesef çok iç açıcı değil. Halihazırda satılan yemekler enerji bakımından oldukça zayıf. Enerji/ağırlık oranı en yüksek gıda İtalyanların Barilla Tortellini makarnası. Bizim etli mantının peynirlisi gibi düşünebileceğiniz Tortellini makarnanın 100 gramı 400 kalori enerji ihtiva ediyor. 250 gramlık paketten iki akşam yemeği elde etmek mümkün. Yanına 50-60 gram kavurma ekleyerek, sadece 185 gram ağırlıkla, akşam öğününü 725 kaloriye çıkarabiliyorsunuz. Bu değerlerin yanına yaklaşabilen hiçbir yerli çözüm yok.
3 ay önce İngiltere'den çeşitli kamp malzemeleri satın aldım. “Başka neler varmış” diye sitede gezinirken, dondurularak kurutulmuş gıdalar sattıklarını fark ettim. Alışveriş sepetine 1 tane domates soslu kıymalı makarna, 1 paket de tavuklu pirinç ekledim. 3 aydır “ha bugün, ha yarın” diyerek paketleri bir türlü açmaya fırsat bulamadım. Neyse ki bugün sahilde birkaç fotoğraf ve video çekip, paketlerden birini açarak bizim yerli çözümlerle kıyasladım.
İngiliz Summit to Eat firmasının “Chicken Tikka with Rice” tavuklu pirinç yemeği 126 gram ağırlığında. Bir paket tavuklu pirinç 26 gram protein, 38 gram yağ, 6 gram lif ve 665 kalori enerji ihtiva ediyor. Domates soslu kıymalı makarna ise 125 gram ağırlığında. Bir paketi 27 gram protein, 37 gram yağ, 4 gram lif ve 674 kalori enerji sağlıyor. Yerli çözüm Tada Salsa soslu tavuk 200 gram ağırlığında olmasına karşın yalnızca 26 gram protein, 4 gram yağ ve 146 kalori enerji almanıza yarıyor.
Sanırım şimdi freeze-dried (dondurularak kurutulmuş) gıdaların kıymeti daha iyi anlaşıldı. 125 gramlık freeze dried yemek 674 kalori sağlarken, 200 gramlık yemekten (Tada Salsa Soslu tavuk) yalnızca 146 kalori alabiliyoruz. Yani 674 kalori enerji için 4,5 paket (900 gram) salsa soslu tavuk taşımak gerekiyor. 125 gram nere, 900 gram nere.
Yukarıdaki rakamlar arabayla piknik tadında kamp yapanlar için pek bir şey ifade etmeyecektir. Ancak 10 günlük gıdayı sırtında taşıyıp, kervan geçmez yerlerde yürüyecekseniz çok şey ifade ediyor. Yerli çözüme yönelseniz 10 günlük akşam yemeği öğünü için 9 kilo taşımak durumundasınız. Yabancı çözümle aynı enerjiyi yalnızca 1250 gram taşıyarak elde edebiliyorsunuz. Oldukça büyük bir fark, sizce de öyle değil mi?
Tablo aşağıda daha dramatik bir hal alıyor. 120 gram zeytinyağlı Dardanel ton balık, 200 gram Tada salsa soslu tavuk ve aynı markanın 200 gram sebzeli bulgur pilavı toplam 520 gram ağırlığında olmasına karşın toplamda yalnızca 580 kalori enerji ihtiva ediyor. Sağdaki Summit to Eat tavuklu pilav yalnızca 126 gram ağırlığında ve 665 kalori enerjiye sahip.
Yukarıdaki yarım kilonun üzerindeki çözüm birkaç günlük faaliyetler için oldukça ağır. Akşam öğününü biraz hafifletmek isteyince bu sefer aşağıdaki gibi bir sonuç ortaya çıkıyor. Dardanel zeytinyağlı ton ve Yayla arabiata soslu makarnanın toplam ağırlığı 370 gram. İki paket toplamda 761 kalori enerji ihtiva ediyor. Sağdaki çözümün enerji/ağırlık oranının yakınına bile yaklaşamıyor, ancak eldeki yerli çözümler arasında dikkat çekici bir değer yakaladık.
Aşağıdaki çözüm ise yukarıda bahsettiğim Barilla Tortellini makarna. Sade biçimde suyun içinde pişirip tüketirseniz 100 gramı 400 kalori enerjiye sahip. 126 gram/ 665 kalorili Summit to Eat ile kıyaslayacak olursam, 126 gram Tortellini yaklaşık 500 kalori içeriyor. 126 gram Tortellininin içine 50 gram kavurma katmanız halinde 650 kaloriye denk geliyor. Ülkemizde satılan, kamplarda tüketebileceğiniz ağırlık/enerji oranı en yüksek gıda Barilla Tortellini.
Sonuç
Bu yazıyı yerli çözümleri eleştirmek için yazmadım. Yerli çözümlerin tümü Avrupa ve Amerika'daki muadillerine tat bakımından fark atacak derecede lezzetli. Benim odaklandığım asıl konu gıdaların ağırlık/enerji oranları. Tek derdim hedefe sırtımda daha az ağırlık taşıyarak, daha az enerji harcayarak, böylece çevredeki güzelliklerin tadını çıkararak varmak.
“Attan inip eşeğe binmek” deyimi var ya, 6 kilo yükle 1 haftalık yürüyüş yaptıktan, bu işin rahatlığına vardıktan sonra hiçbir güç bana tekrar 25 kiloluk çanta taşıtamaz. Hiç yürümem daha iyi. Bu sayede ilk defa, yürüdüğüm parkurdaki bitkilerin neler olduğuna, rüzgarın burnuma taşıdığı kokuya, toprağın rengine odaklandım desem yeridir. 25 kilo yükle hedefe varmaya çalıştığımda tek düşündüğüm “yolun ne zaman biteceği” idi.
Aslına bakarsanız kamp gıdaları konusundaki seçiciliğim kamp malzemelerimi hafifletmekle başladı. Pişirilen türde gıdalar tükettiğim zaman yanımda tencere, tabak, büyük kapasiteli gaz kartuşu da taşımak zorundaydım. Gıda ve su dahil 6 kiloluk sırt çantası derken inanın abartmıyorum. 40 litrelik çantamda en az 10 litrelik alan boş kalıyor. Malzemeleri hafifletmeyi en uç noktaya taşıdıktan sonra (daha da azaltabilirim fakat artık durdum) kamp mutfağı malzemelerim aşağıdaki hali aldı. Yalnızca ocak (87 gram), 80 gramlık gaz kartuşu, titanyum su kaynatma kabı (56 gram) ve katlanır kaşık (9 gram) taşıyorum. Toplam ağırlık yalnızca 232 gram.
Siz de pişirilen gıdalardan uzaklaşarak, çeşitli yaratıcı çözümler geliştirerek bu konuda yol alabilirsiniz. Örnek olarak kendi geliştirdiğim kamp kahvaltısı çözümünü gösterebilirim.
Guzel bir yazi. İki gunluk bir kamp veya yuruyuste yeterli beslenmeyerek yetiskin saglikli bir insanin vucut kompozisyonu bozulmaz. Bu nedenle iki uc gunluk trekkinglerde kalori hesabi yapmaya gerek yoktur. Uzun sureli expedisyonlarda ise is degisir. Ayrica jelibon kalorisiyle peynir kalorisinin kalitesi ayni degildir. Kalori alacagim diyerek ne idugu belirsiz seyler yememek lazim:) ilerleyen gunlerde vaktim olursa beslenmeyle ilgili bir yazi yazmak isterim. Yazi icin teskkurler
Hocam site senin. Yazmak isteyen herkesi bekleriz.
Yemek olayına kültür olarak fazla değer atfediyoruz gibi. Kaçkar Buzul Göllerine çıkmak için Ayder’de servisin adam toplamasını beklerken Amerikalı biri ile tanıştık. O da gidecekmiş beraber gitmeye karar verdik. Yukarı Kavron’da servisten indik ve buzul göletlere ulaşmak için yürümeye başladık. Yolda yemek için mola verdik. Biz konserveler, şunlar bunlar açtık ortaya adamda sadece iki tane protein barı vardı. Aç kalacak, yazık vs düşünerek ikram ettik ama bunlar yeterli diyerek istemedi. Adam hafif yüküyle ceylan gibi seke seke gitti biz çantaların ağırlığı altında ezile ezile yetişemedik. 🙂
benzer bir durum benim de başıma geldi. grup olarak robocop gibi tam teşkilat kuşanıp katıldığımız bir etkinlikle yabancı bir kadın terlik ve şile bezi bir elbiseyle yanımızdan gülümseyerek geçti. işte o an bende de ampul yanmaya başladı :)))
diğer yazıları da takip ediyorum fakat bu yazıda olayı aşmışsın
Nefis içerik, harika kaynak. Elinize emeğinize sağlık 🙂
Maalesef ülkemizde her konuda olduğu gibi kampçılık, doğa sporlar vb etkinlikler için giyim malzemesinden yiyeceğe kadar uygun şeyler bulmak büyük sıkıntı, tekstil sektörümüzle övünüyoruz ama tüm doğa sporları ekipmanları bir çoğu ithal, yemeklerimizin tadı ile övünüyoruz ama bilimsel yöntemlerle hazırlanıp paketlenmiş tüm ağırlık+kalori dengesi unsuru olan ürünler yine yabancı.
Bundan 25 gün önce bir arkadaşım usa’dan geliyordu istediğin bir şey var mı diye sordu, daha önce burada işyerime evden yemek taşımak için yemek termosu bakmıştım, yemek taşımak için ucuza satılan ve tür plastik olduğu belli olmayan ürünleri zaten elediğim için dünyaca çapında bilinen Stanley, Thermos gibi markalara baktım, fiyatlar şaka gibi, 300 TL civarı ürünler tabii ki beni aşıyordu, Thermos markasının bir öğün yemeği iş yerime taşıyabileceğim yemek termosunu usa’da walmarttan kaça aldık inanamazsınız, 10 dolar. Burada 250-300 TL ye satılan ürünleri Walmartta 10-15 dolardan başlayan fiyatlarla görmek ve bunları burada bir mağazan alırken ödenen aradaki fiyat uçurumu inanılmaz.
Yazımı okuyup inanmayanlar Walmartın sitesinde food jars diye aratıp güncel fiyatlara bakabilir, 2020 Ocak ayı itibariyle Çelik Termosların fiyatını mağazadan alırsanız 9.98 dolara, usa’da olup internetten alırsanız 12-13 dolardan başlayan fiyatlarla alabiliyorsunuz.
Link vermek yasak değilse örnek olarak birini paylaşmak istiyorum.
https://www.walmart.com/ip/Thermos-Stainless-King-Vacuum-Insulated-Food-Jar-With-Folding-Spoon-16-oz-Silver/55602741
merhaba genelde kamplarda en yuksek kalorili olan gidalardan goturuyorum
bal 100gr 1500 kalori
cikolata 100 gr 1100
yemisler 700 civari
snickers
peksimetli sucuk cevizli
haribo şeker
genelde yedigim seyler bunlar hem stove tasimaya gerek kalmiyor hemde herhangi bir koye girip bazlama ekmek vs aldigimda beni bayagi bi idare ediyor. millet usa de kuskusu soğuk su ile karistirip onunla cold socking felan yapiyor :)) sicak biseyler icin ise titanyum kap var onda makarna felan yapiyorum cabuk corba felanda kolay yapilan seyler . iyi gunler