The North Face Mens Evolution Triclimate Ceket İnceleme

Kış aylarında beni yağmurdan ve rüzgardan koruyacak bir dış katman ceket arayışına girdim. Amacım hafta sonu yürüyüşlerinde yağmurdan korunmak, sıkça gittiğim Uludağ'da üşümemek, yokuş çıkarken meydana gelen ter buharını dışarı atan iyi bir ceket satın almaktı. The North Face web sitesinde ceket hakkında vadedilenler ve bana bu ceketi satan satıcının yorumları neticesinde karar verip satın aldım.

Ceketin olumlu taraflarını yazarak incelemeye başlamak istiyorum. Ceket oldukça şık. Şehir içinde günlük olarak ve Abant gölü gibi mekanlarda yapılan hafif doğa yürüyüşlerinde rahatlıkla giyilir.  Ceketin içinde barındırdığı, çıkarıp tek başına da kullanabileceğiniz polar ceket verilen parayı hak ediyor. Bu poları ceketten ayırarak erken ilkbahar aylarında, serin yaz gecelerinde, sonbaharın ilk aylarında rahatlıkla giyebilirsiniz. Polar gerçekten kaliteli. Tek başına bu polar ceket 150 TL'ye satılıyor.

Ceketi ilk kez İstanbul'da şehir içinde giydim. Oldukça soğuk ve rüzgarlı bir günde vapurun açık bölümünde üşümeden oturabildim. Vapurdan indikten sonra orta şiddetli bir yağmur yağıp ceketin içinde ıslaklık hissedene kadar iyi bir karar verdiğimi sanıyordum. Yarım saat kadar yağmur altında dolandıktan sonra ceketin içini kontrol ettim. O kadar kendimden ve ceketten emindim ki, elimi attığımda omuz bölgesinde hissettiğim ıslaklığı bir türlü açıklayamadım, cekete toz konduramadım.

Ceketi ikinci denemem kuru ama soğuk bir havada Uludağ LOÇ anma faaliyetinde gerçekleşti. Büyükdeliller köyünden başlayarak yaklaşık 3 saatlik tırmanışın ardından vardığımız Uludağ Büyük Zirve'de, cekete bağlı polar ve ceket arasının sanki bir litre su ile ıslatılmış gibi ıslak olduğunu farkettim. Yaklaşık yarım saat durduğumuz zirvede Evolution ceket bir türlü kurumadı, ceketin alt bölümleri yer yer donma (kristallenme) yaptı. Alçalmaya başladıkça ısındım ve ceketin ıslandığını unuttum. Bu arada tırmanış ve iniş boyunca ceketin koltuk altı fermuarlarının açık olduğunu, yer yer ceketin önünü de açtığımı belirtmeliyim. İçimde yalnızca sentetik karışımlı atlet vardı.

The North Face firmasının yere göğe sığdıramadığı Hyvent (poliüretan) kaplamalı bu ceket nefes alabilir ve su geçirmez olup, ter buharını dışarı atmalıydı. Bana söylenen ve koca firmanın web sitesinde yazanlar bunlardı.

Faaliyetin sonunda North Face'den teknik ceket almış olan Yüksel Çalıkoğlu arkadaşımla yan yana oturarak otobüste yerimizi aldık. Burada ceketi çıkarıp polardan ayırdım ve elimle yoklamaya başladım. Bu durum Yüksel'in dikkatini çekti ve ne yaptığımı sordu. Ceketin içinin vıcık vıcık olduğunu söyledim. Bana Hyvent kumaşlı North Face teknik ceketinin içinin de aynı şekilde ıslak olduğunu, bir anlam veremediğini söyledi.

İkinci faaliyetimiz oldukça yağmurlu, iki gün süren bir kamp etkinliğiydi. Ceketi giydim, kamp yükünü sırtıma alıp başladım yürümeye. Yağmur başta ceketten kayıp akıyordu. Bu durum 10 dakika sonra sona erdi. Artık damlaların ceket tarafından emildiğini gözümle görebiliyordum. Yağmur altında yaklaşık 6 saat yürüdükten sonra kamp yerine vardığımızda deyim yerindeyse “sucuk gibi” ıslanmıştım. Bu sefer içindeki polar da suyu emip altımdaki iç giysilerimi ıslatmıştı. İçi dışı ıslak ceketi çadırın içinde kurutma imkanım da olmadığından ikinci gün dönüşte de ıslak ceketi giymek zorunda kaldım.

Sonuç:

Bu ceketi alma gafletinde bulunduysanız, iyi bir gündelik spor ceketi sahibi olduğunuzu, kot üstünde çok şık durduğunu düşünerek kendinizi avutabilirsiniz. Eğer satın almadıysanız ve şans eseri bu yazıyı okuyorsanız bana teşekkür edin, Hyvent kumaşlı North Face ceketlere elinizi sürmeyin. Hyvent kumaşlar su geçirmezlik ve soluma konusunda başarısızlar.