Asıl gönlümden geçen parkurlara ait teknik detayların anlatıldığı, pratik bilgilerin paylaşıldığı, farklı dillerde yayın yapan ayrı bir site oluşturmak. Bu fikri olgunlaştırana ve daha da önemlisi bu işe ayıracak vakit bulana kadar, bu tip çerez, ancak faydalı olacağına inandığım bilgilere yer vereceğim.
Güzellik, çirkinlik, zorluk gibi kişiden kişiye değişen göreceli kavramlar hakkında yazdığımın farkındayım. Yazıyı popcorn tadında; çok da ciddiye almadan okuyun 🙂
Fethiye'den Antalya'ya doğru yürünen, nefes kesici güzellikte; yemyeşil dağlarla masmavi denizin kontrast oluşturduğu harika manzaraya sahip parkurlardan en çok beğendiklerim şunlar.
Ovacık – Faralya – Kabak Koyu
Likya yolunun resmi başlangıç noktası Ovacık'tan Faralya'ya doğru Babadağ eteklerinden yükseldiğinizde Ölüdeniz manzarası size eşlik edecek.
Parkurun 13ncü kilometresinde Kelebekler vadisine yukarıdan bakacaksınız.
Parkurun sonunda, 22nci kilometrede Kabak koyuna varacaksınız. Birbirinden çarpıcı bu üç harika yerden bir gün içinde geçince, aşırı dozda manzara alıp zehirlenebilirsiniz (kafa yapar).
[sgpx gpx=”/wp-content/uploads/gpx/likya-yolu-ovacik-kabak.gpx”]
Buradaki numaralandırmaya aldırmayın. En güzel manzaraya sahip parkurlar arasında sıralama yapmıyorum. Bu parkurların her biri birbirinden güzel. Sıralamaya kalksam işin içinden çıkamam. Fotoğraflara bakıp hangilerini yürümek istediğinize kendiniz karar verin.
Kaş – Limanağzı – Üzümlü İskelesi
Denize yakın olmayı seviyorsanız, Akdeniz'in masmavi sularına paralel ilerleyen 13 kilometrelik bu parkur hem denize doymanızı, hem de tarihe tanıklık etmenizi sağlayacak.
[sgpx gpx=”/wp-content/uploads/gpx/likya-yolu-kas-limanagzi-uzumlu-iskelesi.gpx”]
Yürüyüşün 3ncü kilometresinde denize paralel ilerleyen dar bir patikadan iplere tutunarak, kral mezarlarının yanından geçecek, Limanağzı'na ulaşacaksınız.
9ncu kilometrede Fakdere mevkinden geçeceksiniz. Yol hiç de yorucu değil. Ancak ağaç gölgesinden faydalanma imkanı olmadığı için, bu parkuru Nisan sonuna kadar veya Ekim ayından sonra yürümenizi öneririm.
13 kilometrelik bu parkurda yalnızca Üzümlü iskelesi mevkinde çeşme bulunuyor. Çeşme her zaman akmadığından, tedarikli olup yanınızda mutlaka kamp için su taşımanızı öneririm. Bu arada adında “iskele” geçmesine rağmen, Üzümlü denen bölgede iskele yok. Belki de bir zamanlar varmış.
Aperlai – Üçağız – Kaleköy
Bu parkur aslında iki parkurun birleşmesinden oluşuyor. Bir üstteki Üzümlü iskelesinden sonra yaklaşık 10 kilometrelik tatsız bir bölüm var. Ancak Aperlai'ye ulaşmak için bu bölümü yürümelisiniz. Üzümlü – Aperlai parkuru yaklaşık 15 kilometre. Neyse ki 10ncu kilometreden sonra bir çok tarihi eserle karşılaşacağınız gibi, harika bir manzara da size eşlik edecek.
Aperlai'ye yaklaştıkça tarihi eserler sıklaşacak. Bir anda tablo gibi bir manzarayla karşılaşacaksınız.Tarihle doğa iç içe geçmiş.. Nereye bakacağınızı şaşıracağınıza eminim.
Aperlai'de konaklayabileceğiniz veya soluklanıp bir şeyler yiyebileceğiniz Purple House isimli işletme bulunuyor. Burayı çok tatlı genç bir aile işletiyor. Purple House'a malzeme ulaştırmalarının tek yolu deniz. Bu yüzden fiyatları bir miktar yüksek.
Vaktiniz varsa bu bölgeye iki gün ayırıp çevreyi gezmenizi, şnorkelle yüzüp denizin altındaki tarihi eserleri de görmenizi öneririm.
Aperlai'yi geride bırakıp parkurun 8nci kilometresindeki Üçağız'a doğru yol alacaksınız. Üçağız'da konaklayabilir, alışveriş yapabilir ve ayrıca Kekova bölgesini gezdiren teknelere binip buraya fazladan bir gün ayırabilirsiniz.
Kaleüçağız'dan yaklaşık 3 kilometre sonra Kaleköy'e ulaşacaksınız. Kaleköy çok şirin, arabayla ulaşım mümkün olmadığı için sessiz, harika manzaraya sahip bir yer.
[sgpx gpx=”/wp-content/uploads/gpx/likya-yolu-aperlai-ucagiz-kalekoy.gpx”]
Karaöz – Gelidonya Feneri – Adrasan
Evet, geldik benim parkura. Neden benim parkur? En çok sevdiğim parkurlardan biri fakat benim için önemi başka. Bu yıl Gelidonya fenerine kuş uçuşu 15 kilometre bir yere taşındım. Gelidonya feneri benim için tüm Likya yolundaki en güzel manzaraya sahip olan yer. Fırsatınız olursa buraya Mart ayında hafta içi gelip mutlaka kamp kurun. Gün doğumunun ve gün batımının tadını çıkarıp buraya veda edin. Bir de çok önemli bir ricam var. Burada çöp bırakmayın. Çöp tenekesi olmasına karşın çöpünüzü Adrasan veya Karaöz'e götürün. Burada çöplerinizi toplayacak hiç kimse yok. Yerde çöp görürseniz lütfen onları da yanınıza alın.
Karaöz'de alışveriş yapabileceğiniz bakkal, su takviyesi yapabileceğiniz çok sayıda çeşme bulunuyor. Korsan koyuna kadar çeşmelerden mutlaka su takviyesi yapın. Gelidonya feneri – Adrasan arasındaki 15 kilometrelik patikanın hiçbir yerinde su bulunmuyor. Su tedarik ederken yalnızca yürüyüş için değil; aynı zamanda geceyi geçireceğiniz Gelidonya feneri kampı için de ayrıca su alın.
Korsan koyu parkurun 3.5ncu kilometresinde. Çok güzel bir koy ancak sıcak havalarda, özellikle de hafta sonları çok kalabalık ve leş gibi oluyor. Genellikle Mavikent'ten yürüyenler burada kamp kuruyor. Eğer çok yorgun değilseniz kampı Gelidonya fenerinde kurmanızı öneririm. Hem kafanızı dinlersiniz, hem de gece alkol alan it kopukla muhatap olmazsınız.
Gelidonya fenerine doğru ilerlerken yeşil ve maviye doyacaksınız.
Gelidonya feneri parkurun yaklaşık 9ncü kilometresinde yer alıyor. Yukarıda bahsetmeme karşın tekrar hatırlatıyorum; buraya susuz gelmeyin. Adrasan'a kadar tek damla su yok.
Adrasan parkurun sonunda, 21nci kilometrede yer alıyor. Adrasan'da bakkal bulabilirsiniz. Mevsim uygunsa denize girmenizi, hatta birkaç gün kalıp kafanızı dinlemenizi öneririm.
[sgpx gpx=”/wp-content/uploads/gpx/likya-yolu-karaoz-gelidonya-adrasan.gpx”]
Sonuç
“500 kilometrelik Likya yolunda yalnızca 4 tane mi güzel manzaralı parkur var” diye soracak olursanız, “elbette hayır” diye cevaplarım. Maaşlı bir işte çalışıp, yılda 5-10 gün izin alıp buralara kaçıp gelme imkanı olan insanlar için “en güzel” parkurları derlemeye çalıştım.
Yukarıda derlediğim parkurların ortak özellikleri “çok güzel manzaralara sahip olmaları” ve size biraz “uzaklaştığınızı” hissettirecek derecede izole olmaları.
Buraya eklemem gereken bir parkur olduğunu düşünüyorsanız lütfen aşağıda paylaşın.
Merhabalar. Çok güzel bir paylaşım olmuş teşekkürler. Ben en güzel manzaralı rotaları yürümek istiyorum fakat ne kadar bir zaman alır bilmiyorum. Not: Çok iyi yürürüm.
Genelde her bir parkur bir veya iki gün sürüyor. Baştan sona ortalama 30 gün gibi düşünebilirsiniz.
Ellerinize saglik
projenizde yardımcı olabilirim isterseniz, fransizce, inglizce ve arapçaya çevirebilirim yazılarınızı isterseniz.
Hocam İngilizce’de yardımcı olabilirsen çok iyi olur. https://en.outdoorhaber.com/best-hiking-trails-turkey/lycian-way/best-lycian-way-trails Bu yazıyla başladım, fakat gerisini getiremedim.
Merhaba, gelidonya fenerinin yakınlarında kamp yapmak mantıklı mı? Önerir misiniz?
Yoğun sezonda ana baba günü oluyor (Korsan koyu civarı) Gelidonya feneri sıcak havalarda akrep, yılan kaynar ayrıca su bulunmaz. Serin havalarda, hafta içi keyifli olur.
Selam, biz esimle 4 günlük bir parkur tamamlamayı düsünüyoruz, nereden başlamayı önerirsin bize?
Kaş – Demre öneririm.
Güzel bir yazı. Teşekkürler bilgi ve görüşleriniz için. Bu sene Likya Yolu’nun tamamını yürüdüm. Dediğiniz gibi Aperlai parkuru müthiş. Üzümlü İskelesi’nden yola çıkıp tepeden Aperlai manzarasını görünce insan büyüleniyor. Çok az vakti olan arkadaşlara özellikle Kaş-Aperlai-Kaleköy parkurunu yürümelerini öneririm. 2-3 günde tamamlanabilecek enfes bir parkur. Kekova zaten çok özel bir bölge.
Tabii en güzel manzaraya sahip parkurlar derken, bunlar hep deniz manzaralı kıyı parkurları. Şahsen tüm Likya Yolu boyunca beni en çok etkileyen parkur Beycik-Tahtalı-A.Kuzdere parkuru oldu. Nefis dağ ve orman manzarası eşliğinde yürünen çok güzel bir parkur. Bu bölümler sahil parkurları kadar rağbet görmüyor, ancak dağ parkurlarını yürümeyenlerin çok şey kaçırdığını söyleyebilirim. En azından Beycik-Tahtalı-A.Kuzdere mutlaka deneyimlenmeli.
Abi ben daha yeni sardım bu işe.İlk yürüyüşüm olacak.Bu yüzden likya yolunda 1 haftalık bir rota belirlemek istiyorum.Kesin bu rota olsun dediğin 1 haftalık bir likya rotası tavsiyeni alabilir miyim?
Fethiye’den baslayabilirsin.
Çağatay bey güzel bir yazı olmuş. Geçen sene Likya yolunun Fethiye-Kaş arasını bazı parkurları atlayarak yürümüştüm, bu sene aynı parkuru nasip olursa oğlumla beraber yürüyüp her sene 10 ar günlük parçalar halinde üç senede bitirmeyi planlıyorum, malum modern köleyiz izin süremiz belli. İnternet üzerinde çeşitli araştırmalar yaptım video çeken (maalesef bir çoğu saçma sapan videolar) ve yayınlayan çok ancak gerçek anlamda teknik detay veren hemen hemen yok. Parkur ne zaman yüründü, yanınıza ne kadar su aldınız, konaklama yerleri ve yiyecek tedariki ile ilgili bilgilier, parkurda dikkat edilmesi gereken teknik zorluk içeren yerler (mesla bazı yerlere yağışlı mevsimde girmek oldukça tehlikeli) v.b. gibi bilgiler hayat kurtarıcı olabiliyor. Süprizler güzel ama hoş olmayan süprizler can sıkıcı olabiliyor. Dolayısı ile yazınızın başında belirttiğiniz gibi bir yazı kaleme almanız bu yöndeki bir boşluğu güncel bilgiler ile tamamlayabilir kanısındayım (her ne kadar bu konuda yazılmış kitaplar varsa da yetersiz kaldığı kısımlar mevcut).
merhaba, bahsettiğiniz formata https://www.outdoorhaber.com/turkiyenin-en-iyi-yuruyus-rotalari/st-paul-yolu/1-yalvac-eyupler-parkuru burada başladım. dünden beri de “likya yolunun en zor parkurları” yazısını yazıyorum. tek tabanca olunca maalesef ağır ilerliyor 🙂
Merhaba , Kabak koyu Alınca arası deniz seviyesinden yaklaşık 650-700 mt rakıma yürüyorsunuz, biz sonbaharda yürümüştük Alınca’ya kadar su yok Kabak’tan(koy) almanızı öneririm. Bu parkurda tehlikeli olabilecek bir çarşak geçişi var o kadar.
Alınca Boğazköy arası parkurda yer yer patika kaybolmuş , arkadaşım burada ayağını kırdı ve Alınca’ya o ayakla daracık patikada omuzlayarak geri dönmeye çalıştık ama genelini kendisi yürüdü (Nasıl olduğunu tahmin dahi edemessiniz yükümüzün belli bi kısmını bırakmak zorunda kaldık sağolsun UMKE Fethiye devlet hastanesine kadar götürdü – bu arada ayak bileği kırılmış ve bağları kopmuş – Biz bağ kısmını İstanbulda öğrendik – onlarada burdan tekrar teşekkür edelim – Umke ekibi gerçekten profesyonel her türlü techizat, bilgi ve deneyime sahipler)bence asfalt yoldan yürünmesinde bir sakınca yok patikayla paralel olarak yaklaşık 40-50 mt yukarıdan rotayı takip ediyorsunuz yok ben yürüyeceğim diyorsanız yağışlı havalarda gerçekten çok dikkat edin (uçurum kenarlarından aşağıyı görmeden geçebiliyorsunuz)
Bunlarda benim kendimce görüşlerim yaşadığımız acı bir anıyı paylaşmak istedim.
Unutmadan geçmeyeyim Altuğ Şenel’in Adım Adım Likya kitabı var oldukça yararlı olabileceğini düşünüyorum ve sitesinde de rota günceleriyle telefon bilgileri fotoğraflar ve detaylu anlatımı mevcut. (www.likyayolu.org)
hacım selamlar. arkadaşına geçmiş olsun. ben ağırlıktan ötürü kitap taşımaya karşıyım. en güzeli gps veya telefona yüklenecek wikiloc gibi bir uygulamayla yola çıkmak. likya yolu hakkında zaten tonlarca yazı var. yola çıkmadan önce kısa notlar alıp bunları parkurlara bölüp pdf şeklinde telefonlarınıza yükleyebilirsiniz. ilgili parkurlarda bu notları açıp faydalanabilirsiniz. hatta bu konuda hem pc’de hem de mobilde çalışan evernote tavsiye edebilirim.